Dün sabah güne erken başladık. Kahvaltıdan sonra çıktık halama gittik, çay keyfi yaptık biraz. Sonra ada bir haftadır stickerlı bir pony kitabı almıştık ona baktıkça fıstık sayıklıyordu, fıstığa gittik. Gittiğimiz yer "Kenan bey çiftliği" salaş ama düzgün imsanların olduğu rahat ettiğimiz bir yer. Etrafta gezindi, oynadı fıstığı sevdi havuç yedirdi ama binmedi.! Fıstık ahırına gidince gelsin binicem, gelince binmicem ... E tabi böyle olunca insanlara ayıp oluyor diye rahatsız oldum ama çok naziktiler. 

Sonra Tolga'dan küçük çamlıca teklifi geldi, biz çiftlikten çamlıcaya geçtik onlarda oraya geldiler. Tabi orada da oynayıp koşturdu minik prenses. Eve geldiğimizde yıkanırlen ben çok yoruldum deyip doğru bizim yatağa girip yattı. 

Ada şapka takmayı çok seviyor, bu lacivert şapkayı o beğendi aldık perşembe pazarından:)) Kızımla pazar gezip alışveriş yapıyoruz artık. Birde bez şapkamız var ama bu hasır şapkayı aldığımızdan beri bunu takıyor. Anneannesi de bu şapkaya özel çok güzel bir bayramlık elbise dikmiş yollamış ona. Bayramın birinci günü ikna edip giydirememiştik ama ikinci günü giydi "prenses oldum ben" diye dolaştı evin içinde...çıkarken de bugün çok yağmur yağacak dedi ve şemsiye istedi benden:)))

Dün de dışarı çıkmadan önce "üzerindeki kıyafetlerle çıkabilirsin" dedim " güzelmiyim böyle ben bunlarla" dedi bana, sonrada gidip dolabından anneannesinin aldığı rugan fiyonklu ayakkabılarını çıkardı. "Topuklu ayakkabılarımı giymem lazım bunlarla" dedi:)))) galiba topuklu ayakkabı = şık ayakkabı demek bugünlerde..

Son azı dişimiz de yolda, patlamış iğne gibi. Huysuzluk ve mızmızlık son raddesinde yine...Dişleri de böylece tamamlanmış oluyor artık..

Hava bunaltıcı derecede sıcak hala. Göztepe parkındaki fıskiyeleri çok sevdi. Ama tek başıma hem çantaları hem Adayı idare edemeyeceğim için çok sık gidemiyoruz.

Son gittiğimizde sular kapandıktan sonra parka son hız koşarken düştü ve ilk defa dizleri kabuklu yara oldu. Meğer bizim minik prensesin canı çok tatlıymış :-) bizde öğrenmiş olduk.! "Anne ben yatağa yatamıycam dizlerim acıyor beni sen yatır.." Gibi işine gelmeyen birçokşeyde bahanesi hazırdı..

Bugün kızım ilkdefa doğum günümü kutladı :-) anneannesi telefonda doğum günüm olduğunu söyledi ve sendekutla öp dedi. Ben ümidi kesmiştim, yarım saat kadar sonra lego oynarken birden boynuma sarılıp doğum günümü kutladı. Çok ama çok hoşuma gitti tabiki...

Şekerimin şeker bayramı..

Bayramın birinci günü babaneyle dedeyi ziyaret ettik. Bahçenin tadını bu yaz çıkarmaya başladı. Bu aralar saklambaç favori oyunu, çiçeklerin ağaçların arasına saklanıyor. Görünür olmak henüz önemli değil:) 

 

Bugün biraz işimiz vardı, Adayla sabahtan çıktık evden. İşimizi çabucak halledip caddede yürüdük. Bu aralar barış büfenin önüne gelince hep acıktım diyor, yine oturduk tost ayran yedik. Kuşlarada yedirdik, geri dönerken eve gitmeyelim dedi. Yolu uzattım mecburen...Uyudu... şimdi evin önünde sokakta oturmuş kuzumun uyanmasını bekliyorum.

31 Aylık.!

Ağustos geldi, yaz bitmek üzere gibi geliyor bana. Eylüle az kaldı, bayramdı seyrandı derken bu ay çok çabuk geçer sonbahar gelir göz açıp kapayana kadar. İstanbulda yaz geçirmek sıkıcı, sıcaklardan 4 e 5 e kadar biryere çıkılmıyor evdeyiz. Öğleden sonra da Adanın hoşuna gidecek birşeyler yapmaya çalışıyoruz. 

Bu hafta at binmeye gitti minik prenses. Birkaç ay önce gitmiştik ilk defa, ayların bu yaşta ne kadar önemli olduğunu birkez daha gördük. Geçen sefer atın üzerinde biraz zorla durmuştu, bu sefer çok keyifliydi. İndikten sonra da fıstığı rahat bırakmadı gidene kadar.